top of page

Genel Dramaturji Üstüne

Bay Puntila ile Uşağı Matti

Bertolt Brecht

 Bir Fin Halk öyküsünden hareket eden Brecht, bu oyunun hikayesini Fin yazar Wella Wuoligoki ile birlikte oluşturmuştur. “Bay Puntila ile Uşağı Matti” oyunu Brecht’in son dönem oyunları içinde yer alır. ( Simone Machard’ın Düşleri, Sezuan’ın İyi İnsanı, Cesaret Ana ve Çocukları…) Brecht’in bu dönem oyunlarında oyun içinde bir şizofreni kurgulanır. Bu şizofrenin kurgulanış yollarından biri de, Bay Puntila oyununda da olduğu gibi ,merkeze alınan karakterin bir karakter bölünmüşlüğü içinde sergilenmesidir. Bu yolla seyirci, bölünmüşlüğün hangi durumunun daha iyi ve doğru olduğunu tartışmaya itilir.

     İşte, Tavasthus’ta bir çiftlik sahibi olan Puntila’da ayıkken zalimane ve çıkarları doğrultusunda hareket eden biri, sarhoşken ise iyiliksever ve çıkarlarını unutabilen bir “insan” olur. Ama Puntila bu sarhoşluk nöbetleri sırasında da küçük çıkarlarını unutmamakta, zaman zaman istediği şeyleri duymazlıktan gelmekte, hatta kendi çıkarlarına zarar verecek kimi durumları ustaca manipule edebilmekte ve bu yeni durumdan çıkar sağlama fırsatçılığını da oluşturabilmektedir. (Puntila’nın timsah şirinliği) Sarhoşluk metaforunun bu yönü oyunda iki yönde bir boşa çıkarma oluşturur:

∙        Puntila’nın iyilikseverliğinin, hiçbir zaman onun sınıfsal çıkarlarını zedelemeyen bir ‘iyilik’ durumu olmasından ötürü, bu durumun kimse için pratik bir değeri olmaması

∙         Puntila’nın iyilikseverliğinin, ondan medet umanların beklentilerini gerçekleştirmemesi

     Bu iki yönün birlikte hizmet ettiği genel dramaturjiyi ise şöyle özetleyebiliriz: Ezilenler ancak iktidarı oluşturan güç odaklarından aşağılanarak pay koparma savaşına girmeyip kendi aralarında dayanışma ve örgütlülük gösterebildiklerinde “toplumsal bir kazanç” elde edebilirler. Dahası; iyilik, yardımseverlik gibi subjektif kavramlar sınıfsal durumlar göz ardı edildiğinde hiçbir toplumsal analiz için açıklayıcı olamazlar.

     İlk sahnede yalnızlığından yakınan ve dertleşecek kimsesi olmayan sarhoş  Puntila, üç gündür arabasının içinde beklettiği şoförü ile karşılaşınca şoförün sözlerinden ve tavrından bir “insan” ile karşılaştığını anlar ve ikilinin sınıfsal konumlarıyla çerçevelenen çatışmalarla dolu ilişkisi başlar. Matti ise Puntila’nın timsah şirinliği içinde zaman zaman beliren iyilikseverliğine güvenerek kendi sınıfından olan insanlara yarar sağlama amacı güder ve kimi zaman da başarılı olur. Ancak genel dramaturjide “toplumsal bir kazanç” elde etme yönünde vardığımız yönelime dair oyun sonunda bir ayma yaşayan proleter Matti’nin tüm proleterler için söylediği son replikleri ise şöyledir:

“ Çabuk bulur onlar efendinin iyisini, olurlar ise kendi kendilerinin efendisi”

     Bir ayma yaşayan Matti’nin çiftlikten ayrılırken bundan sonra nasıl bir mücadele içinde olacağı ise metinde belirsiz bırakılır. Ancak metnin tek olumlu mücadele tarzı olarak ima ettiği, tüm bu durumların içinde alternatif bir yerde duran ve iktidar sahiplerinden “medet ummayarak” direnişiyle örnek bir kurtuluş yolu çizen kızıl Athi’nin mücadelesidir. Bu,  metnin küçük bir bölümünde anlatılan bir hikaye olmasına karşın biz Brecht’in bu yönde bir kurtuluş mücadelesiyle başarılı olunabileceğini ima ettiğini düşünüyoruz.

     Bizim oyun metnine yapmayı düşündüğümüz  müdahaleleri ise şöyle özetleyebiliriz:

     Metnin mevzusunun temel noktası olarak aldığımız “iktidardan medet ummanın boşunalığı” temasını, oyunun merkezine çekmeye ve sahnelemede daha görünür kılmaya yönelik müdahaleler düşündük.

     Bu yönelimle hareket ederken, Kurgelalı Kadınlar’ ın anlattığı Fin hikayelerinde bu noktanın daha görünür olması bizi “Bay Puntila ve Uşağı Matti” oyununu onların anlattığı beşinci bir hikayeye dönüştürme fikrine götürdü. Bu bize oyunda iki farklı zamansallık olması gerekliliğini doğurdu. Bunlardan biri Kurgelalı Kadınlar’ın “Puntila – Matti”hikayesini anlattıkları zaman, diğeri de bu anlatı sırasında araya giren canlandırmaların- yani oyun metninin –geçtiği zaman olacaktı.

     Oyun üstüne yapılan dramaturji çalışmaları kapsamında, oyunun geçtiği dönemin siyasi ve tarihsel koşullarına dair araştırmalar da yapılmıştı. Bu araştırmalarda oyunun geçtiği zamanın       ( metin dikkatle okunduğunda bunun izleri görülmekte zaten.) Finlandiya’daki iç savaşın sona ermesinden üç-dört yıl sonra olarak kurgulandığını bulduk. Ve bu iç savaşın; Almanya’ nın 1.Dünya Savaşı sırasında, S.S.C.B tarafından bağımsızlığı tanınan Finlandiya yönetimini ve belki de topraklarını ele geçirmek üzere Finlandiya’da bir askeri ve yönetimsel güç oluşturmaya çalışması ve S.S.C.B’nin de bu yaklaşan tehlike üzerine bu duruma müdahale etmesi üzerine patlak vermiş olduğunu öğrendik.

     Yani bu iç savaş, beyazların (Almanların) ve kızılların ( S.S.C.B.) bulandırdığı bir siyasi ve askeri ortamın sonucuydu.

     Buradan hareketle kadınların bu hikayeleri anlattıkları zamanı, bu iç savaş zamanı olarak; oyunu da bundan üç-dört yıl öncesi olarak kurmayı planladık.

     Geriye yalnızca bir sorun kalmıştı. Kurgelalı Kadınlar Puntila ile olan kendi diyalogları dışındaki olayları nereden biliyorlardı? Konağın içinde olan biri de Kurgelalı Kadınlar arasında olmalıydı. Bu kişiyi Fina olarak belirledik. Fina’nın da konaktan kızıl olduğu için kovulan Surkkala’nın kızı olduğunu varsaydık.

     Peki Kurgelalı Kadınlar ile Fina’yı birleştiren ve birbirlerine bu hikayeleri anlatmalarını sağlayacak kadar yakınlaştıran şey ne olacaktı? Yanıt içinde bulundukları tarihsel durum ve bu duruma bakışlarındaki ortaklıktı. Yani savaş ve savaşa karşı olan aymazlıkları.

     Yeni haliyle oyun bir yol hikayesine dönüşecekti. Oyun, bir yardım kamyonu sahnesiyle açılacaktı. Bu yardım kamyonu da iç savasın taraflarından birinin (örn:beyazlar) hem halkı yanına çekmek hem de şüpheli kişileri gözaltına almak adına halka yiyecek dağıttığı bir kamyon olarak tasarlandı. Halk ise yağmacı pozisyonuyla, birbirlerini ezerek ve çığlıklar arasında bu savaş ortamını oluşturan koşulları ve nedenleri sorgulamaksızın bu yardımı yağmalama gayretinde olacaktı. Kurgelalı Kadınlar ve Fina’nın da bu kalabalığın içinde olması ve eli boş kalanlar olarak bir tanışma yaşamaları düşünüldü. Bu tanışıklık sonrası, diğer bir yardım kamyonuna doğru (bu da kızılların) yola çıkacaklar ama birbirlerine anlattıkları hikayeler ve başlarından geçenler onları diğer yardım kamyonuna ulaşmak üzere iken gitmekten vazgeçirecekti. En son hikaye Kızıl Athi’nin hikayesi olacak, savaşa karşı ve medet ummanın boşunalığı üstüne bir ayma yaşayacak olan kadınlarımız belirsizliğe doğru geri dönüş yoluna çıkarlarken de oyunumuz sonlandırılacaktı.

     Oyun metni ise, Kurgelalı Kadınlar’ın Puntila ve Matti ile olan ve Fina’nın da konakta olan diğer olayları flash- back yoluyla canlandırmaları sonucu sahneye taşınacaktı.

ÖYKÜLEME

Bay Puntila ile Uşağı Matti

Bertolt Brecht

ÖNOYUN

 

     Bu öndeyiş oyun içinde üretim ilişkilerinden en uzak kişi olan Lisu tarafından aktarılır. Puntila'nın sarhoşluk-ayıklık ikilemine, Puntila'nın sarhoşluk durumlarındaki görece iyilikseverliğinden medet umanlara ve oyunun tarihsel arka planına dair bilgiler öndeyişte geçmez. Sütçü Kız, kendi bilinçliliği içinden Finlandiya’nın güzelliklerini betimler. Puntila’yı da bu güzelliği bozucu bir öğe olarak tanımlar.

Hizmet ettiği noktalar:

  • Puntila’ya karşı oluşabilecek bir empatiyi ( sarhoş durumlarındaki şirinliğinden ötürü oluşabilecek) baştan kırmış olur.

  • Oyunun bir halk komedisi olduğu baştan belli edilmiş olur.

  • Tavasthus’un gündelik yaşantısı ve doğal güzelliklerini tanımlar.( ırmak kenarı, orman, uzun yaz akşamları ve buradaki halkın yaşantısı-cinsellik vurgusu: güğüm sesleri )

 

SAHNE 1

= Puntila bir insan bulur. Bu şoförü Matti’dir. Ona hastalığını açar.

( Tavasthust’ ta Parkhotel’de bir oda. Puntila, Yargıç, Garson sonra Matti)

  • Üç gündür durmaksızın içen Puntila ve onun kasabanın ileri gelenlerinden oluşan misafirlerinden yalnızca Puntila hala içmektedir. Yanında bir tek yol arkadaşı olan Yargıç kalmıştır. O da uyuklamaktadır.

  • Puntila yalnızlığından yakınır. (terk edilmişlik duygusu) –“ güçsüz Yargıç’a yalvarma”

Doğrulup karşıma otursan, iki satır laf etsek ne olur, güçsüz herif!

  • Puntila boşboğazlığına katlanacak birini aranır. Bu yönde öncelikle yorgun Garson’u sınar. Garson sınavı geçemez. Çünkü ona göre güçsüz ve kişiliksizdir Garson. Yani “insan”a benzemez.

  • Bu yalnızlık sırasında, üç gündür onu beklemekten sinirlenmiş olan şoförü Matti çıkar karşısına Puntila’nın. Onu büyük bir hararetle karşılar. Puntila coşkuludur. Tüm bu dostluk gösterisi ve sohbet edişteki coşkusu ise ‘bencil”cedir.

Matti ise öncelikle açtır. Üç gündür bekletilmesine sinirlenmiştir.

  • Matti daha sonra patronunun “insanlık için duyduğu sevecen atılımlara uymada bu sarhoş Puntila’nın şirinliğinden uzak duramaz. Ama Puntila’nın insancıllığını biraz sınamaktan da kendini alamaz doğrusu”: Bir önceki işinde başından geçen bir hikayesini anlatır.         ( hortlaklar hikayesi) Bu hikaye işçilerine kötü yemekler veren bir patronun başına gelenleri anlatır. Sarhoşken duymak istemediklerine kulağını kapayabilen Puntila konuyu geçiştirir.( “bu sırada Matti, bir yandan yiyor, bir yandan da çiftliklerde açlık çekenleri düşünüyor”)

  • Puntila bu yakın dostuna hastalığını açar: “ her seferinde, kendisini büyük çabalar içindeki bir insan olmaktan çıkarıp adi toprak ağasına dönüştüren, dayanılması çok zor durumlara, yani kupkuru ayık olma durumuna düşüyormuş.”

  • Puntila “bir an önce eve yatağa kavuşmak için sabırsızlanan, Matti’nin özel yaşamını sorgulayarak” onu oyalar, kendi pis meselelerine kafa yordurur.

  • Odadan çıkarlar. Matti sızmış Yargıç’ ı sırtlar. Puntila ise “sırtındaki yükle bile illa ayakta dikilip her ikisinin geleceğine ilişkin tasarılarını dinlesin” diye Matti’yi zorlar.

 

SAHNE 2

= Puntila, nişan hakkında bilgi edinmek için geldiği Ateşe’nin konağında içki ziyafetine devam etme niyetindedir. Bu niyeti kızı Eva tarafından engellenir. Bunun üzerine Puntila içki bulmaya gider.

( Puntila’nın kızının nişanlanacağı Ataşe Eino’nun konağında zemin kat. Eva, Ataşe. Sonra Eva, Yargıç, Puntila; Matti. Daha sonra Eva, Matti.)

  • Eva, babasının konağa sarhoş geldiğinde çıkartabileceği hırgürden ve hali hazırda babasının geç kalmış olduğundan dolayı sıkıntılıdır. Eva ile Ataşe arasında geçen kısa konuşmadan aralarında bir ilişkisizlik olduğu anlaşılır. Bu konuşma sırasında Eva babasının sarhoşluk –ayıklık ikilemine gönderme yapar.

  • Puntila, Yargıç ve Matti gelir. Ataşe sarhoş Puntila’dan uzak durması gerektiğini bilir. Hızla, bir bahane bularak çıkar.

  • Eva, Puntila’ya kendisini beklettiği için kızgındır. Puntila çeşitli bahaneler sunar, geç kalışına.

  • Eva, Puntila’ya Ataşe’ye olan hislerindeki kuşkularından bahseder.

  • Puntila, yalancı bir ilgililik gösterir kızına. Kızının biraz bir kararsızlığını gördüğünde ona başkasını önerir. Bu da şoförü Matti’dir. Eva buna bozulur. Çünkü bu ona Matti yanındayken söylenmiştir.

  • Eva, Puntila’nın içki içmesine ve konaktaki kadınlara sarkmasına izin vermez. Puntila’da içki bulmaya gider. Yargıç bu saatte yasal içki bulunamayacağını hatırlatır. Puntila da bu yasadışı davranışı yasalara uygun hale getirebileceğini ima ederek çıkar.

  • Yorgun Matti, uyumak amacındadır. Babasını durdurmasını isteyen Eva’ya şöyle der:

Çok geç hızlıdır kendileri

  • Eva uyumayı düşünen Matti’yi lafa tutar. Eva, Matti karşısında sarsıldığını düşündüğü karizmasını, üstten bir tavırla ve Ataşe konusundaki açıklamalarıyla yeniden kurmaya uğraşır.

 

SAHNE 3

= Puntila konakta yerine getiremediği doyumsuz isteklerini kasabada doyurmaya çalışır.           ( İçki ve kadın)

( Köy Meydanı. Kurgelalı Kadınlar, Veteriner, Puntila )

  • İçki bulmaya kasabaya gelen Puntila ‘ben kanunum ‘der. Direği bile kendisini oluşturan güçlere yaslanarak tehdit eder. Kanuna uydurma yoluyla içki aldığı Veterineri de aynı şekilde tehdit eder.

  • Puntila, Kaçakçı Emma’nın kaçak alkol teklifini reddedip yasalar dahilinde de ahlaksızlıklar işlenebileceğini ve onun bunu tercih ettiğini şöyle belirtir:

Birini geberteceksem ya kanunen gebertirim ya da hiç gebertmem.

  • Puntila yasal içkisine yasal tehdit ve zorbalıklarıyla kavuşur. Daha sonra kasaba meydanında rastladığı kadınları yine usulüne uygun bir yolla kendiyle nişanlar. Onlara hayatlarını sorar ama onlarla ilgilenmez. Ve onları haftaya nişan törenine çağırır.(  bugün aslında kızının nişanlanacağı gündür.)

  • Puntila tüm nişanlanmalarını diğer nişanlandığı kadınların gördüğü bir şekilde uluorta yapar. Nişanlıların da buna hiçbir tepkisi yoktur. Hatta kadınlardan ikisi Puntila’yı uğurlarken bir ağızdan türkü de söylerler. Buradan karşılıklı bir oyun oynandığı imgesi oluşur.

  • Puntila ırgat pazarına doğru yola çıkar.

 

SAHNE 4

= Ayık Puntila kendi işine yarayacak, çalışkan ve ucuza gelecek bir ırgat arar. İçince bir sürü işine yaramayacak işçiyi de yanına alarak çiftliğe döner.

( Irgat pazarı)

  • Ayık Puntila, işten kaytardığını düşündüğü Matti’ye içerlediğini, kızdığını söyler.             ( Puntila’nın Matti’ye olan psikolojik yakınlığı). Matti ise alttan alır. Matti’nin Puntila’nın ikili durumuna ayak uydurmaya bundan yarar sağlamayı ummaya başladığını görürüz. Ancak nükteli yanını korur: Başarılı insanların başarılarının arkasındaki sırla dalga geçer. Bunu, anlattığı öyküde referans gösterilen gazetenin muhalif bir gazete olduğu ima edilen Helsinki Sonamat gazetesi olmasından anlarız.

  • Ayık Puntila işçi seçimindeki kriterlerinden söz eder.

Güçlü kuvvetli olanlar gerek.... ne giydiklerine özellikle bakacaksın...

  • Puntila, şişman bir adamla, bir işçi üzerine rekabete girer.

  • Puntila, Şişman Adam’ın elinden çaldığı işçiye tam bir işveren mantığıyla özel sorular sorar.(aile fertlerinin yaşları gibi-tüm bu sorular yeni bir iş gücü olanağı bulma adına sorulan sorulardır.)

  • Puntila telefon etme bahanesiyle kahvehaneye içki içmeye gider. Bu durumdan fırsat bulan Matti kızıl saçlı bir işçiye yardımda bulunmaya çalışarak ona iş konusunda bilgiler verir.

  • Puntila içip geri geldiğinde kızıl saçlı ve diğer işçileri işe almak için değil gevezelik etmek için kahvehaneye götürür. İşçiler ise uzun süredir işsizdir ve bir an önce kontrat yapmak isterler çünkü ırgat pazarı kapanırsa iş bulma şansları kalmayacaktır. Puntila bu durumu ustaca maniple eder. Yine duymak istemediklerine kulağını kapar sarhoş Puntila.

Matti: Şu avansları bir verin siz.Yoksa geç olacak diyorum size. Adamları     alıkoyuyorsunuz.

Puntila: Vermiyorum işte! İnsanlık dışı davranışa zorlayamaz kimse beni.

  • Matti bu durumdan bir yarar sağlanamayacağını sezmeye başlar. Kızıl saçlı ırgat da aynı şeyi fark ederek gider. Matti diğer işçileri uyarmaya çalışır.

  • Sarhoş Puntila, kızıl diye işten attığı Surkkala’yı tekrar işe almak ister.

  • Puntila ve diğer işçilerle birlikte işe alınan Surkkala çiftliğe doğru yola çıkar.

  • Puntila başta rekabet ettiği Şişko Adam’ı unutmamıştır.

 

SAHNE 5

= İşçiler kovulur. Eva ile Matti, Eva – Ateşe nişanını bozmak için plan yaparlar.

( Puntila’nın çiftliğinde konağın avlusu)

  • Puntila hala sarhoştur. Sarhoş Puntila, Surkkala’dan onu işten attığı için özür dilemek ister. Surkkala gururla: “Gerekmez” der.

  • Puntila, Şişman Adam ile ettiği kavga Fina’ya anlatılırken, sarhoşken çıkarlarına ters düşen bir davranış göstermiş olduğunu anlamaya başlar. Durumun iyice sarpa sardığını anlayan Puntila        ( yani sarhoşken çıkarlarını tamamen unutmayan Puntila ) gücünü toplayıp başından aşağı bir kova daha su döker, ayılır ve gerekenleri yapar.

    • İşçileri kovar.

    • Ormanı satmaya karar verir.

    • Cüzdanını emanet ettiği Matti’yi hırsızlıkla suçlar.

  • Matti bu suçlama karşısında sessiz kalır, yine alttan alır. Ona göre bu akıllıca olandır.

Efendiler kendini savunan kişilerden hoşlanmazlar.

  • Eva gelir. Eva ile Matti Ateşe üstüne konuşurlar. Eva kendisine acınmasına izin vermemeye çalıştıkça bunu başaramaz. Daha sonra bu nişanı istemediğini açık eder. Bunun olabilmesinin ancak Ateşe istemediğinde gerçekleşebileceğini söyler ve Matti’den bu konuda yardım ister.

  • Eva ile Matti, Matti’nin planı üzerine saunaya beraber girerler. Böylece bunu görecek olan Ataşe bu skandal karşısında borçlarının derdinden kurtulup bunu kaldıramayacaktır.

  • Bu sırada Puntila ile Ataşe nişana Bakan’ın gelip gelmeyeceği üzerine sohbet etmektedirler. Puntila için bu önemlidir. Bu nişanın Puntila’nın bürokrasi ile olan ilişkilerini kuvvetlendirmesi yönünde bir önemi vardır. Matti ve Eva kendilerini Ataşe ve Puntila’ya yakalatırlar. Ataşe yine de pişkinliğe vurur. Puntila, Eva ve Matti’ye köpürür. Ataşe olayı örtbas eder, çıkarlar.

  • Matti: “Borçları sandığımızdan da çokmuş.”

 

SAHNE 6

= Eva, Ataşe ile nişanlanmayı son olaydan sonra iyice kafasından çıkarmıştır. Matt’yi, tahrik etme amaçlı; yengeç avına çağırır.

( Puntila’nın çiftliğinin konağı )

  • Dışarıdan gelen seslerden çiftlikte çalışanların bir eğlence düzenlediklerini anlarız.

  • Fina Matti’ye Eva tarafından çağrıldığını söylemek üzere gelir. Matti Eva’yı değil Fina’yı istediğini Fina’ya ima eder. Matti Fina ile beraber olmak için onun aklını çelmeye çalışır ve bunda başarılı olur.

  • Yargıç ile Avukat, Fina’yı Matti’nin dizleri üstünde otururken görür. Bunun üzerine altsınıfın ahlaksızlığından dem vururlar. Bu bilinçsizliğin hesabını kendilerine iş çıkıyor olması,bir sürü gereksiz dava ile uğraşmak zorunda kalmaları açısından ödüyor olmalarından yakınırlar.

Yargıç: bu geceler benim başımın belasıdır. Bu ülkenin yaz gecelerinin gazel faslı nafaka davalarıdır.

  • Eva Ataşe ile nişanlanmayı son olaydan sonra iyice gözden çıkarmış olarak Matti’yi tahrik etme amaçlı yengeç avına çağırmak üzere mutfağa gelir. Matti başta ilgisiz tavırlar içindedir. Sonra biraz aklı çelinmiş gibi olur ama bir an düşünür ve ava çıkmaktan vazgeçer.

  • Fina, Yargıç ve Avukat’ın girişiyle kesintiye uğrayan yakınlaşmalarını sürdürme niyetini ima etmesi için Ahçı Laina’yı Matti’yi çağırması için yollamıştır. Ahçı Kadın’da cinsellik iması yapar. Matti’nin isteksizliği sürmektedir.

  • Eva Matti ile cinsel tahrik üzerinden sağlayamadığı yakınlaşmayı kendini acındırma yoluyla sağlamaya, borç para isteyerek de onu zor durumda bırakmaya çalışır.

  • Matti borç verirse parasını geri alamayacağını bilir. Para vermekteki isteksiz davranışını Eva’yı gitmekten vazgeçirmeye çalışarak ve onu evliliğe inandırmaya çalışarak kamufle eder. Bunun üzerine Eva Matti’yi pintilik ile suçlar. Matti bunu işini kaybetme korkusu olarak yorumlar.

  • Eva, Ataşe ile evlenmek istemediğine karar vermiştir. Matti’ye ‘onu almak’ istediğini yine ukala bir tavırla söyler.

  • Matti bu durumun kendisi için yaratacağı hiyerarşi karışıklığını anlatır.

  • Eva bozulup çıkar, Matti gazete okumaya devam eder.

 

SAHNE 7

= Puntila sarhoşken Ataşe ile nişanlamaktan vazgeçebildiği kızına Ataşe ile evlenmesi konusunda baskı yapar.

=Puntila sarhoşken kendiyle nişanladığı Kurgelalı Kadınları çiftlikten kovar. Nişanın gerçekleşmeyeceğini biliyor olan Kurgelalı Kadınlar törenden umduklarını alamadan geri dönerler.

( Puntila’nın konağının avlusu)

  • Puntila ayıktır ve ticari kazançlarını göz önünde tutar.

  • Puntila kızının Ataşe ile evlenmesi konusunda kararlılık gösterir.

  • Puntila altsınıfın edepsizliğinden ticari çıkarlarına zarar getirmesi açısından yakınır.

  • Puntila Eva’yı kendi sınıfsal bilincine varması açısından uyarır. Çünkü Eva bu konuda bocalamaktadır.

  • Kurgelalı Kadınlar törenden bir şeyler koparma ümidiyle gelirler.( Puntila ile gerçekten nişanlanmadıklarının farkındadırlar ). Matti’den törene katılabilmeleri için yardım isterler.( tüm bu gelişmeler nükteli bir oyun havasında yaşanır.)

  • Matti de Puntila’yı sarhoş edip bir yolla Kurgelalı Kadınlar’ı törene katmayı planlar.

  • Kurgelalı kadınlar bakılamadıklarından, dertlerini duyuramadıklarından yakınırlar.

  • Bunun üzerine Matti, ‘nişanlılar birliği’ni kurar. Matti güya Kurgelalı Kadınlar’ın dertlerini dile getirir: Mikrofon yerine kullandığı süpürge ile Yüksek Mahkeme Yargıç’ına bu sıkıntıları anlattığı bir konuşma yapar.( aynı süpürgeyle kovulurken Kurgelelalı Kadınlar’ın attığı çelenkleri süpürecektir.)

  • Kaçakçı Emma kovulmalarına pasif bir direniş gösterir. Diğer kadınlar da boyunlarındaki saman yuvarlaklarını yere atarak bu direnişe katılırlar.

 

SAHNE 8

= Kurgelelalı Kadınlar yorgun argın dönüş yolundadırlar. Nişan törenine ilişkin beklentileri    ( birkaç çimdik yemek,güzel bir ziyafet çekmek ve belki uygun bir koca bulmak) boşa çıkmıştır. Bu, onları “ zenginlerden medet umma” konusu üstünde tartışmaya iter. Tartışma kendilerinin yaşadığı ya da duydukları halk hikayeleri üzerinden gelişir.

( Dönüş yolu)

  • Emma zenginlerin çelişkili davranışlarından yakınır. Ona göre zenginler çıkarları söz konusu olduğunda istedikleri şeyleri unutabilmektedirler.

  • Eczacı Kız da aynı durum gereğince bazen de hiçbir şeyi unutmadıklarını, her şeyi hatırlayabildiklerini söyler.

  • Telefoncu Kız ise zenginlerin işbilirlilikleri üzerine geçen olaya atıfla konuşur. Tüm bunlardan yakınır ve bu yakınmalar bir çözüm cümlesine varır: “en iyisi hiçbir şey almamak onlardan”

  • Emma bunun mümkün olmadığı görüşündedir,az sonra anlatacağı hikayenin söylediklerine ters düşerek. Emma ‘ne yapılabilir ki’anlamında şu replikleri söyler:

Onlardan hiçbir şey almamak mı, iyi doğrusu,her şey onların elinde,  bizimse hiçbir şeyimiz yok. Susuzluktan kıvran ama ırmaktan bir yudum su alma

  • Sütçü Kız da duygusuzluklarından yakınır. Ve ne yapılabilir sorusu üzerine bir hikaye anlatır. Bu hikayede duygusal bir karşı çıkış ve medet ummama vardır.

  • Geçen hikayede nafaka almaktan gururunun incitilmesi yüzünden vazgeçen bir genç kız anlatılmıştır. Ve öyküdeki kızın yaptığı davranışa  oradakilerce aptallık etmiş yorumunda bulunulmuştur. Emma da bunun bazen aptallık olmayabileceğini vurgulayarak Kızıl Athi’nin hikayesini anlatır. Bu hikaye ne yapılabilirlik üstüne alternatif bir yerde durur. Çünkü ideolojik bir yönelimden hareket eden bir “medet ummama” durumu vardır. Ve onlarda bir suskunluğu doğurur, bu hikaye. Sonra ise kalkar,yola devam ederler.

 

SAHNE 9

= Sarhoş olduğu için çıkarları doğrultusunda mantıklı düşünemeyen Puntila kızını; hem Ataşe’nin kişilik özelliklerine katlanamadığı hem de ormanı satmak istemediği için güçlü bir duygusal ( psişe) yakınlık da  duyduğu şoförü Matti ile nişanlamaya kalkar.

( Puntila’nın konağının yemek odası)

  • Başrahip, Yargıç ve Avukat bir yandan tütün ve kahvelerini içerken bir yandan da meslekleri üstünden altsınıfa ilişkin çene çalarlar.

  • Başrahip, imansızlıktan ve şükürsüzlükten yakınır. Bunu iki nedene bağlar: - doğuştan gelen kötülük, - imansızlıktan gelen kötülük

  • Yargıç ise kültürsüzlükten dem vurur. Bunun nedeni ona göre ticaret çağıdır. Ticaret başıboş ve kaotik bir toplum yaratır, bu da ahlaksızlığı teşvik eder.

  • Avukat da altsınıf içinde hakkını yasalarla arama yerine bunu kendi kurallarıyla halletme yolunun açılmasını kınar.Bu, zaten başarıyı yakalamanın_ yani parayı vurmanın_ zor olduğu bu meslekte bunu daha da zorlaştırıyordur ona göre.

  • Sarhoş Puntila bu nişandan rahatsız olduğu izlenimini doğuran bir tavırla,sessiz bir halde köşede yalnız başına içkisini içer.

  • Başrahip’in karısı,Puntila’ya bir nişan sahibi olarak eve gelen konuklarla, özellikle de Bakan ile ilgilenmesini söyler.

  • Ataşe,  Başrahibin Karısı’nın söylediklerinden güç alarak kadını övmek suretiyle Puntila’ya laf çarpar.

  • Puntila, sıkıntılı tavırlarını açık ederek sinirlenme belirtileri gösterir. Daha sonara Ataşe hakkındaki olumsuz fikirlerini Yargıç’a doğrulatmaya çalışır. Yargıç Puntila’ya yaklaşmaz. Avukat da ondan uzak durur. Yargıç, Puntila’nın gergin durumundan bir olay çıkabileceğini anlayarak ortamı yumuşatmak için bir fıkra anlatır. Ataşe’nin anlatılan fıkrayı anlamaması, durumu tersine çevirmiştir. Bu yolla sakinleşmesi beklenen Puntila daha da sinirlenir.

  • Puntila kontrolünü kaybeder. Bu yine çıkarlarını unuttuğu bir sarhoşluk durumudur. Ama ormanı satmamak gibi başka bir çıkar oluşu da bunda etkindir. İsminin açıkça söylenmesine kadar bu aşağılanmaları görmezden gelmiş olan Ataşe ismi söylenerek kovulduğunda artık yüzsüzlüğe vuramaz. ( Ataşe’nin bu tavrı, diplomatik pasaport almak için bir skandalın içinde olmaması gerekliliğinden kaynaklanır.)

  • Puntila, Ataşe’yi taşlayarak ve kovalayarak dışarı çıkartır. Odada kalan Başrahip, karısı ve Yargıç Eva’ya olayları anlatıp sakinleştirmeye çalışırlar. Eva’nın ise olanlardan gizli bir sevinç duyduğu görülür.

  • Ataşe’yi kovalayıp geri gelen Puntila Bakan’a kızını Ataşe yerine uşağı Matti’yle evlendireceğini, bunun üzerine Bakan’ın diğer konuklarla birlikte apar topar konaktan ayrıldığını ve ayrılırken Bakan’ a hakaret de ettiğini odadakilere anlatır.

  • Puntila kızını Matti ile nişanlar. Herkes istemeye istemeye nişan masasına oturur.

  • Puntila, bu nişan töreninden rahatsız olan Matti’den Kurgelalı Kadınlar’ı kovduğu için özür diler.

  • Puntila Matti’nin cinsellik üzerinden  erkekliğini sınar ona cinsel deneyimlerini sorar.

  • Matti bu nişanı istemez. Aralarındaki sınıf farkının kültürel yaşantılarında oluşturacağı farklılıklar nedeniyle sorunlar oluşturacağını düşünür bunu anlamak istemeyen Eva’yı bu yönde sınava tabi tutar.

  • Bir türlü bu konuda aymayan Eva,en son Matti’nin ‘kıçına bir tokat atması’ ile bu uyuşmazlığın farkına varır ve ağlayarak çıkar.

  • Buradan Matti’nin düşlediği eşin ona bakacak ‘tam bir ev kadını’ olduğunu anlarız.          ( Matti’nin kadınlara bakışı).

  • Sonuçta bu nişan töreni de gerçekleşemeden biter, konuklar evlerine dönerler. Puntila herkese karşı saldırgan bir tutum içine girer.

  • Puntila ve birbirlerine sarılıp dans eden Fina ile Matti konağın dışında süren işçilerin eğlencesinin sesleri eşliğinde dışarı çıkarlar.

 

SAHNE 10

= Matti, sarhoş Puntila’nın gevezeliklerinden usanmış, artık onunla( kendi düşüncelerinin tersini söyleyerek) açıkça alay eder.( Matti’nin derin bir sinirlilik içinde olduğunu da söyleyebiliriz bu sahnede.)

( Avlu . Puntila ile Matti açıkta hacet gidermektedirler.)

Matti: duygularınızı çok iyi anlıyorum, (çiftlikteki işçileri kastederek) canlı cenaze gibi, bir deri bir kemik, yirmi yaş daha yaşlı göstermeleri nedendir bilemiyordum. Demek size numara olsun diye yapıyorlarmış...

 

SAHNE 11

= Başrahip ve Avukat’ın uyarılarına kulak veren ayık Puntila, sağcı militan birliklerinin tepkilerinden çekindiği için( ticari kaygıları söz konusudur-çünkü süt kooperatifinde yer alan Puntila militan birliklere süt satmaktadır.)kızıl Ssurkkala’yı işten çıkarmaya karar verir ve kendisine büyük bir zarar getirebilecek olan bu gerçeği sahnenin ilerleyen bölümünde sarhoşken de unutmaz.

İşte tam bu noktada, Matti,  artık Puntila’nın sarhoşluk durumundan da sınıfsal bir yarar sağlanamayacağı konusunda bir ayma yaşar. Surkkala olayı onu uyandıran nokta olur.

( Puntila’nın kitaplık odası )

 

SAHNE 12

= Matti Puntila’ya sırtını döner. Matti medet ummanın boşunalığına dair bir ayma yaşar. Konaktan ayrılır. “İyi hal kağıdı”nı da almadan gider hatta. Bavulunu toplamış konaktan ayrılırken sahnenin sonunda tüm işçileri kastederek  şu replikleri söyler:

Çabuk bulur onlar  efendinin iyisini, olurlarsa kendi kendilerinin efendisi...

( Puntila’nın konağının avlusu)

  • Laina elinde bir yolluk paketiyle Matti’yi uğurlamaktadır. Ona, efendisinin bu gidişe üzüleceğini söyler ve iyi hal kağıdı almadan nasıl iş bulacağını sorar.

  • Matti Puntila’nın vereceği bir iyi hal kağıdının onun işine yaramayacağını bilir. Çünkü orda yazacak olan ya ‘iyi’ biri olduğudur -sarhoşken yazarsa- ya da bir hain kızıl olduğu-ayıkken yazarsa-. Bu ikisi de ona göre, bir iş bulabilmesine yaramayacaktır

  • Matti konaktan ayrılır...

ONUR AYSOY - HAKAN SEZEREL

12.09.2003

bottom of page